Bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum heralde... Adaya geleli 6 ay oldu, daha önce de yazmıştım, barlarda türkçe şarkı çaldırma çabalarımı... Geçen haftasonu James Bond partisi -birazdan detayları vereceğim- sonrası gittiğimiz Neptunes Bardaki DJ'e (hiç görmediğim bir DJ olduğu için) usulca sokulup merhaba dedim:) şaka şaka Türkçe şarkı bilir misin diyince evet biliyorum çalayım dedi ama ben yine de inanmadım.. Allah beni napsın? Adam çaldı, vallahi çaldı... İnanamadım... Ben şarkıcı veya şarkı ismi de vermedim. Dedim gerekirse İsmail Türüt, Davut Güloğlu, Allah ne verdiyse dinlicem... Ben istedim bi göz Allah verdi iki göz misali, Murat Boz çaldı ya laa... Benim o an sahneye bi zıplayışım var, görmeliydiniz... Elimde telefon, bi yandan avazım çıktığı kadar bağırarak eşlik ediyorum, bi yandan videoya çekmeye çalışıyorum... (aşağıda çekmeye çalıştığım videoyu da görebilirsiniz. İzlemeyip sadece benim sesime de odaklanabilirsiniz:)) Gözümden yaş gelcekti nerdeyse... İnsanın memleketi gibisi yok anacım, bi süre sonra bünye istiyor kendinden bişiler...
James Bond parti dediğim de şöyle bir olay: her yıl bi kez yapılan bir parti. Konsept: takdir edersiniz ki James Bond:) Herkes filmlerindeki gibi giyiniyor, bir tarafta kumar oynanıyor, Bond'un içtiği içkiler servis ediliyor, her yerde afişleri asılmış, filmlerle ilgili soruları cevaplıyorsun vs... Ben şahsen James Bond hayranı olmadığım için emaaan dedim ne giycem alla sen, geçirdim bi elbise gittim.. İyiki de öyle olmuş, çok az insan hakkını vermişti partinin.. Ama parti sonunda en iyi giyinenlere, sorulara en çok doğru cevap verenlere ödül verildi... DJ ilk başta James Bond müzikleri çalıyordu, baktı kimse takmıyor, günümüz şarkılarını da çaldı ki millet iki dans etsin:) E tabi gönül isterdi ki günümüz şarkılarının arasına vay efendim bir Ajda Pekkan-Kuş Havalandı vay efendim Erdem Kınay-Helal Ettim sıkıştırsın, ama olmadı... Orda tabi hırsımızı alamayınca Neptunes'e gittik işte ve Murat Boz çaldı, allaaah... Sanki Murat Boz'u Neptunes'de görmüşümcesine sevindim:))
Aaa bu arada yılbaşı gecesi üniversiteli bir Türk kizla tanıştım... O da şöyle oldu: Sabri tam bardan içki alırken Fransız bir çocuk 'abi sen nerelisin?' demiş, 'Türküm doğruyum' diyince 'aa bak benim arkadaşım da Türk' diyerek kızı tanıştırmış. Kız koştu geldi yanıma. Minnoş bir üniversiteli.. GS Üniversitesinde felsefe okuyor, bu sene Kanada'da okuyormuş, yılbaşı gecesini geçirmek için tek başına Bahama'ya gelecek kadar da cesur:) Bir Fransız bulmuş kendine, eğleniyor:) İki arada bir derede bana 'Memoli benim nişanlım' diyerek ufak çaplı hayat hikayesini de anlattı, rahatladı:) Uçuk kaçık bir gençti ama bahanesi vardı, gençti işte:) valla insan memleketlisini bulunca gözü başka bir şey görmüyor:) ne güzel etmiş, hoşgelmiş...