Adada mutfak konusunda kendimi aştığımı düşünüyorum. Tabii burada Türkiye’deki gibi buzluğumuzu dolduran annelerimiz olmadığı için iş başa düştü ve her hafta değişik sebzeler, etler denemeye başladım.
Öncelikle “kıymalı Brüksel lahana” yaptım. Bunun aslında normal sebze yemeklerinden pek farkı yok yapılış anlamında. Sadece içine yeşil, sarı ve kırmızı biber doğradım 1er tane (tanesi 6 dolar ha yanlış olmasın) ve en son 1 çay kaşığı un attım (nedenini bilmediğim bir şekilde) kısık ateşe koymadan önce. Gayet lezzetli oldu bence.
“Kereviz” aslında çok sevdiğim bir sebze ama yapmak nasip olmamıştı. Burada onu da yaptım. Kendimi övmek gibi olmasın ama çok başarılıydıJ aslında her hafta yapıyorum artık… içine patates ve havuç da koyuyorum, hem ucuz hem sağlıklıJ
İlk kez “lazanya” yaptım mesela. Makarnacı biri olarak müthişti bence. İlk kez beşamel sos yaptım sanırım, fırında makarna gibi pişirdim, süperdi…
Lazanya |
Mantı öncesi ve sonrası |
“Karnabahar” ve “ kabak dolması” İstanbul’da da yapmış olduğum yemeklerdi zaten. Patlıcan var zaten, her türlüsünü yapabiliyoruz. Henüz ezme yapmadım ama çünkü ocağımız elektrikli olduğu için olur mu bilmiyorum-daha kuvvetli bir ateş gerekebilir-. bu arada patlıcanın tanesi 6 dolar. o sebeple her hafta 1 tane alıp mümkün olduğunda patates, kabak gibi sebzelerle karıştırıp yapıyorum:)
Yuvarlama |
“Bamya” en sevmediğim, ağzıma koymadığım bir sebze olması sebebi ile ne evime aldım, ne pişirdim. Ama dedim ki bencillik yapma Aslı, kocan seviyor, al pişir şunu… Kendim yemedim ama Sabri çok beğendi.
Lahana sarması |
Bir Meksikalı arkadaşım var geçen gün geldi bana Yunanlı bir arkadaşının Christmas Cookie yaptığından, bizim benzer tatlar yaptığımızı düşündüğü için bana sormak istediğinden bahsetti (Yunan restoranında baklava var, geçen gün onun kavgasını yapmıştım baklava onların değil, bizim diye carlamıştım daJ). Ben dedim bizde cookie pek yok, Christmas hiç yokJ sonra internetten bir baktım bizim kalburabastı değil miymişJ anam dedim bunu hemen öğrenmeliyim ve buradakilere hava atmalıyımJ yılbaşına yakın deneyeceğim…
Bir de ilk ve son kez denediğim kendi yoğurdumu yapma girişimim hüsranla sonuçlandı, onu belirtmeden geçemeyeceğim. O kadar özenerek kaynattım sütü, mayaladım, sardım, 4 saat beklettim, bir açtım hala bildiğin sütJ en iyisi dedim üzerine biraz tuz atayım da çökelek olsun, o da olmadı, gitti benim 2 litre sütüm çöpe… zaten neden yaptığımı ben de bilmiyorum, süt yoğurttan daha pahalı burdaJ ne uğraşıyorsun, al gitsin demi, yok illa başıma bela almak istedim… öyle de oldu…
pirinci bol olan ıspanak:) |
Sebze anlamında
bazen of hep aynı şeyler diye
düşünmüyor değilim aslında. Patlıcan, kabak, bamya,
taze fasulye, karnabahar, lahana, ıspanak… ee başkaJ hep aynı
şeylerJ
Meyve çok
yiyoruz burada, ben rejimdeyim diye abartıp tek ananası tek başıma ara öğün olarak yiyebiliyorum meselaJ ananas ana meyvemiz. Karpuz, kavun, çilek, muz evimizden
eksik olmuyor. Elma, armut demode, almıyorum bileJ Geçen gün İtalyan
arkadaşımız bahçesinde yetiştirdiği Hindistan cevizinden temizleyip verdi sağolsun, o da güzeldi. Bir de papaya diye
bir meyve var, deneyelim diye aldık da nasıl yenecek, nasıl kesilecek falan
derken çürüdü gitti dolapta, tatmadan attıkJ