Evlenmeden önce
“aşure ayı” benim için
sadece komşuların bize aşure getirdiği bir dönemdi… Annem de pek yapmadığı için bilmem öyle pek adet ama aşureyi çok iyi bilir, çok iyi yerimJ Evlendikten sonra her yıl yapmaya çalışacağıma
söz verdim kendi kendime ve Allah’a çok şükür,
3. yılımda Bahama’da da olsa, 3. aşuremi
yaptım…
Normal şartlarda aşure ayının geldiğini
komşularımın aşure getirmesiyle öğrenirdim hep ama tabii ki Bahama’da aşure getiren bir komşum olmadığı için Facebook’taki aşure
resimlerinden anladım, bu bir gerçekJ Sonrasında anneme sorup onaylatıp hemen aşure yapmaya giriştim… Oktay Usta sağolsun yine yalnız bırakmadı beni…
Önce tarifi çok
kısaca anlatıp sonrasında neler yaşadığımı paylaşmak isterim…
Malzemeler:
-Yarım kilo buğday
-1 çay fincanı
pirinç
-200 gram
fasulye
-200 gram nohut
-1 kilo toz şeker
-2 adet limon
-2 adet tarçın
çubuğu
Üstüne konacak
malzemeler
-ceviz, susam,
badem, kuru incir, çekirdek içi, çam fıstığı
Yapılışı:
Bir gece önceden
buğday, nohut, fasulye ve
pirinçleri suda ayrı ayrı bekletin (oda sıcaklığında su). Ertesi gün, nohut ve fasulyeleri ayrı ayrı yumuşayıncaya kadar haşlayın. Pirinç ve buğdayları bir tencereye koyup üzerine sıcak
su ekleyerek ateşe koyup
kapaksız olarak kaynatın. Dibinin tutmaması için devamlı karıştırmanız gerekiyor. Bir süre sonra altını
kısarak yumuşayan nohut ve
fasulyeleri de buğday ve
pirince ekleyin. Malzemeler kısık ateşte
pişerken karıştırarak şekeri ilave edin (Bana 1 kilo şeker fazla gelebiliyor, o sebeple ara ara
tadarak kendi zevkime göre şeker
miktarını ayarlıyorum. Ama şekerliye
yakın yapmakta fayda var çünkü tarçın, limon ve üst malzemeler şekerini alıyor zaten, korkmaya gerek yok).
Devamlı karıştırmaya dikkat
edin, altı tutmasın. Şeker
iyice eridikten ve malzemeler kaynamaya başladıktan sonra tarçın çubukları ve limon kabuğu rendelerini içine atarak bir taşım daha kaynatın. Soğumadan kâselere koyun ve üstlerine diğer malzemeleri atın (susam ve çam fıstığını kavurup atın).
Bu Oktay Ustayla
benim karışık tarifim
aslındaJ Bu tarif bana çok kolay geliyor ama
kendim özgün bir şeyler de
ekliyorum açıkçası… Biliyorsunuz en az 11 çeşit malzeme olmalı diyorlar, öylesi makbulmüş… Benimki 13 oldu yeter gari (aslında
12ydi de çekirdek içi ekledim, bu hiçbir tarifte yok, tamamen özgün, malzeme
sayısı tutsun diyeJ)… Üzerine
daha başka bir sürü şey koyabilirsiniz. Mesela nar, kuru
kayısı, kuru üzüm, kuş
üzümü… Hatta Oktay Usta gül suyu bile ekletiyor…
Sabri yavrum
yazık nar falan koymak istiyor, koydurmuyorum ben nar sevmem diyerekten… Ben az
malzemeli seviyorum.
İtiraf etmeliyim
ki daha ana malzeme olan buğdayı
bulma konusunda bile sıkıntı yaşadım
burada. Buğday (İngilizcede wheat) diye sorduğumda kimse anlamıyor, yüzüme “ne diyor bu?”
der gibi bakıyor. Ama üzerinde arpa (İngilizcede
barley) yazan malzeme aynı buğdaya
benziyor diye aldım ve onunla yaptım. Yani aslında ben buğday yerine arpayla da yapmış olabilirim aşureyiJ ama tadı aynı ve çok güzel oldu. Susamı bile çok zor buldum…
3 süper market gezdim susam bulcam diye, en sonuncusunda da maşallah 1 kiloluk paketler yapmışlar, ondan almak zorunda kaldım… Başka nerde kullancaksam susamı? Zaten kuru
incir de çok sevmem ama Sabri çok ısrar etti diye aldım, içinde 10 tane kuru
incir olan bir paket 10 lira… Ah ahh yazık oldu o incir yemediğim Aydın günlerine…
Tabii ki
“geleneklerimizi tanıtalım” misyonu ile yine kapı kapı dolaşıp aşureyi komşulara
dağıttım. Her seferinde de üşenmeden hepsine Nuh’un gemisi hikâyesini
anlattım. Zaten bilirsiniz anlatmayı hiç sevmem :P
Aşure artık benim için bir puding kadar
kolay bir tarif, zira dün canım çekti, bugün yine yaptımJ İlk
yaptığımda arpa mı buğday mı bilemediğim için deneme yaptım, 6 kişilik çıkmıştı. Şimdi
bi 8 kişilik daha yaptım… Böyle
böyle aşure kıvamına gelicem
zaten, az kaldıJ Şimdiden yapanlarınkini Allah kabul etsin,
yapacaklara da kolay gelsin…