29 Nisan 2016 Cuma

3400



Bugün 3400 gün olmuş Sabri hayatıma gireli. İyisiyle, kötüsüyle, acısıyla, tatlısıyla bir sürü gün, ay, yıl ediyor. 
İyi ki diyorum, iyi ki benim olmuş! Daha nice 3bin, 5binli günler olsun, seni seviyorum!

NOT: Psikopat zannetmeyin oturup elimle gün hesabı yapmıyorum. Daha o kadar delirmedim, 'been together' diye bir aplikasyon, bizim için hesaplıyor sağolsun:)

27 Nisan 2016 Çarşamba

Zalimsin zaman!

Küçüklükten hatırladığım çok bir anım yoktur aslında benim. Niyeyse bir anda aklıma geldi burayı görünce. 



Küçükken Çakırbeyli Köyü'nün parkına giderdik ailece, anne babalar çay içip, çiğdem çitlerken çocuklar da koştururdu orda burda. O zamanlar ben de Duru gibi çalıların arkasını göremediğim için masamızı bulmaya çalışırdım. Ordan oraya koşardım, ne eğlenirdim! 
Geçen senelerde parka tekrar gittiğimde çalıların aslında o kadar da uzun olmadığını, meğer benim minik olduğumu farkettim, hiç bir anlamı kalmadı o an parkın... Tüm masaları görebilmek değildi marifet! Ne ara büyüdük, ne ara çocuklarımız koşturmaya başladı etrafta? Hayır o değil de ben ne ara 30 oldum? Zalimsin zaman!

Bu sabah 30 uyandim

Ara ara gözlerim doluyor bugünlerde. En ufak bir dizi sahnesinde, yazılan güzel bir mesajda... Bunlar diyorum herhalde 30'un (yazıyla otuz) belirtileri. Yok canım diyorum bu kadar da çabuk kendini belli etmez bence, etmemeli... 

Geriye dönüp baktığımda ne de güzel şeyler yapmış olduğumu, ne güzel dostlar biriktirdiğimi, ne özel tecrübeler yaşadığımı görüp Allah'a şükrediyorum doğrusu. Attığımız her adım (doğru veya yanlış) bizi gelecekteki serüvenimize hazırlıyor, bunu düşünerek dikkatle ilerliyorum yolumda. Kızıma örnek, kocama destek olacak şekilde, elele yürüyoruz bu yolda... 

Velhasıl bu yaşım bol Duru'lu, çok bebek kokulu, çekirdek aileyle huzurlu, sevgiliyle aşklı, ailecek sarmaşlı dolaşlı, bolca gülmeli, kendi kendime azcık ağlamalı ama bir o kadar da eğlenceli geçti. 30'lara geldiğim bu güzel çağımda, mümkünse önümüzdeki her yıl daha da sağlık, aşk, sevgi, huzur istiyorum... Bir de BARIŞ! Yüzümüzdeki gülücükler hiç solmasın, şans ve bereket hep bizimle olsun... Ailemize, arkadaşlarımıza, sevdiklerimize ve bizlere bol sağlık getirsin...

Sağlık önemli arkadaşlar, bu sene onu bir kez daha gördüm. En sevdiklerimizin hastalıkları bizi korkuttu, Allah sevdiklerimizi bizlere bağışlasın! Önümüzdeki yıl hastalarımıza ayrıca bol şifa diliyorum! 

Bak yine gözlerim doldu. Kimse sevdiğinden ayrılmasa keşke. Özellikle Duru'dan sonra bu kaybetme korkusu daha da arttı bende. Ya bana bir şey olursa, ya aileme bir şey olursa diye diye kendimi kemiriyorum ara ara... Allah göstermesin, ağzımızın tadı hiç bozulmasın inşallah. 

Neyse arkadaşlar, uzun lafın kısası ben bugün 30 oldum. '30'dan sonra metabolizma yavaşlıyor, o kilolar hep kalıyor, bir türlü veremiyorsun' diyor ya bazı korkunç teyzeler, en çok o dokunuyor:)) inşallah öyle olmaz...



Bişey demek istiyorum, şey pardon bi girip baksam olmuyor mu bu 30 nasıl bir şey? Sonra yine 27-28 falan diyebilsem mesela? Yoooh kardeşim girdin mi bi daha o yoldan çıkış yok, tüh... 


Ama aslında şey değil miydi mottomuz "her yaşın ayrı güzelliği var". Evet evet bu bizim hayat felsefemizdi... 

Otuzlar beni yıkamayacak, ben onlarla bir güzel başedeceğim... Gönder gelsin!

18 Nisan 2016 Pazartesi

Bugün kendim için ne yaptım?



Hakkaten bugün kendim için ne yaptım? Bu yukarıdaki maddelerden hiç biri! Madde madde inceleyecek olursak;

-arkadaşlarınızla buluşmak (hangi arkadaş?)
-sinemaya gitmek (akşam Duru uyuduktan sonra tek başıma gidebilirim ama niye?)
-bir gece yemeğe çıkmak (kızım ve kocam olmadan asla:))
-yeni bir hobi edinme ?!? Hönk

Onun yerine biz şöyle yaptık:

Duru ile kıçkıça gezdik bugün yine, aslında ben plajda yatıp yuvarlanmayı, güneşlenmeyi, kitap okumayı tercih ederdim ama "aman rüzgar var çocuk üşür" diye meydana gidip karo taşların üzerinde puset itekledim:) aslında rüzgarda yandığımı da hiç farketmezdim, bunalmadan bronzlaşırdım, ne şahane olurdu ama buna da şükür...
Yemek yapmadım mesela, dünden kalanları yedik, bu da 'kendim için birşey yaptım' statüsüne giriyor mu? En azından bişi yapmamış olmanın verdiği rahatlık, yersen! 
Akşam yemeğinden sonra Duru'yu uyutup muhtemelen dizi izleyeceğiz, bence bu 'kendim için bişey yaptım' kategorisinde fena oy almaz! Dizi olmadığı günler (pazartesi, salı dışındakiler) bazen kitap okuyorum, işte bu tam puan alır! 
Bu kadar işte bendeki 'kendim için bişey yaptım' faaliyeti, bununla yetiniyoruz, çok şükür!

13 Nisan 2016 Çarşamba

Üç sene önce...

Üç sene önce bugünlerde Sabri şimdiki iş yerinden teklif almıştı ve hemen kabul etmişti. Bir hafta boyunca her gün kutlama yapmıştık... 



Hayatımız bambaşka bir yola girmek üzereydi. İyi mi kötü mü hiç bilmeden, biraz akışına bırakarak, biraz kaderci davranarak, büyük bir miktar da cesaret toplayarak geldik el topraklarına. 
Üç sene nasıl geçti ben de anlamış değilim... İlk sene kendimizle, yeni hayatımıza alışmaya çalışarak, ikinci sene hamilelik sendromlarıyla, üçüncü sene Duru ile geçti gitti... 
O kadar plansız yaşıyoruz ki şuanda, seneye nerede, nasıl, hangi şartlarda olacağız hiç bir planımız yok. Hoş ne kadar plan yaparsan yap, yarın ne olacağımız da belli değil de işte... Çok sevdiğim bir söz var: "insanlar plan yaparmış, Tanrı onlara gülermiş" diye... 
Allah sağlık versin, ağzımızın tadını bozmasın yeter. Yer, mekan, hava, su hiç önemli değil... Sevdiklerimizin varlığını bilmek bize yeter!