21 Kasım 2013 Perşembe

Aşure candır

Evlenmeden önce “aşure ayı” benim için sadece komşuların bize aşure getirdiği bir dönemdi… Annem de pek yapmadığı için bilmem öyle pek adet ama aşureyi çok iyi bilir, çok iyi yerimJ Evlendikten sonra her yıl yapmaya çalışacağıma söz verdim kendi kendime ve Allah’a çok şükür, 3. yılımda Bahama’da da olsa, 3. aşuremi yaptım…
Normal şartlarda aşure ayının geldiğini komşularımın aşure getirmesiyle öğrenirdim hep ama tabii ki Bahama’da aşure getiren bir komşum olmadığı için Facebook’taki aşure resimlerinden anladım, bu bir gerçekJ Sonrasında anneme sorup onaylatıp hemen aşure yapmaya giriştim… Oktay Usta sağolsun yine yalnız bırakmadı beni…

Önce tarifi çok kısaca anlatıp sonrasında neler yaşadığımı paylaşmak isterim…
Malzemeler:
-Yarım kilo buğday
-1 çay fincanı pirinç
-200 gram fasulye
-200 gram nohut
-1 kilo toz şeker
-2 adet limon
-2 adet tarçın çubuğu
Üstüne konacak malzemeler
-ceviz, susam, badem, kuru incir, çekirdek içi, çam fıstığı
Yapılışı:
Bir gece önceden buğday, nohut, fasulye ve pirinçleri suda ayrı ayrı bekletin (oda sıcaklığında su). Ertesi gün, nohut ve fasulyeleri ayrı ayrı yumuşayıncaya kadar haşlayın. Pirinç ve buğdayları bir tencereye koyup üzerine sıcak su ekleyerek ateşe koyup kapaksız olarak kaynatın. Dibinin tutmaması için devamlı karıştırmanız gerekiyor. Bir süre sonra altını kısarak yumuşayan nohut ve fasulyeleri de buğday ve pirince ekleyin. Malzemeler kısık ateşte pişerken karıştırarak şekeri ilave edin (Bana 1 kilo şeker fazla gelebiliyor, o sebeple ara ara tadarak kendi zevkime göre şeker miktarını ayarlıyorum. Ama şekerliye yakın yapmakta fayda var çünkü tarçın, limon ve üst malzemeler şekerini alıyor zaten, korkmaya gerek yok). Devamlı karıştırmaya dikkat edin, altı tutmasın. Şeker iyice eridikten ve malzemeler kaynamaya başladıktan sonra tarçın çubukları ve limon kabuğu rendelerini içine atarak bir taşım daha kaynatın. Soğumadan kâselere koyun ve üstlerine diğer malzemeleri atın (susam ve çam fıstığını kavurup atın).

Bu Oktay Ustayla benim karışık tarifim aslındaJ Bu tarif bana çok kolay geliyor ama kendim özgün bir şeyler de ekliyorum açıkçası… Biliyorsunuz en az 11 çeşit malzeme olmalı diyorlar, öylesi makbulmüş… Benimki 13 oldu yeter gari (aslında 12ydi de çekirdek içi ekledim, bu hiçbir tarifte yok, tamamen özgün, malzeme sayısı tutsun diyeJ)… Üzerine daha başka bir sürü şey koyabilirsiniz. Mesela nar, kuru kayısı, kuru üzüm, kuş üzümü… Hatta Oktay Usta gül suyu bile ekletiyor…
Sabri yavrum yazık nar falan koymak istiyor, koydurmuyorum ben nar sevmem diyerekten… Ben az malzemeli seviyorum.

İtiraf etmeliyim ki daha ana malzeme olan buğdayı bulma konusunda bile sıkıntı yaşadım burada. Buğday (İngilizcede wheat) diye sorduğumda kimse anlamıyor, yüzüme “ne diyor bu?” der gibi bakıyor. Ama üzerinde arpa (İngilizcede barley) yazan malzeme aynı buğdaya benziyor diye aldım ve onunla yaptım. Yani aslında ben buğday yerine arpayla da yapmış olabilirim aşureyiJ ama tadı aynı ve çok güzel oldu. Susamı bile çok zor buldum… 3 süper market gezdim susam bulcam diye, en sonuncusunda da maşallah 1 kiloluk paketler yapmışlar, ondan almak zorunda kaldım… Başka nerde kullancaksam susamı? Zaten kuru incir de çok sevmem ama Sabri çok ısrar etti diye aldım, içinde 10 tane kuru incir olan bir paket 10 lira… Ah ahh yazık oldu o incir yemediğim Aydın günlerine…
Tabii ki “geleneklerimizi tanıtalım” misyonu ile yine kapı kapı dolaşıp aşureyi komşulara dağıttım. Her seferinde de üşenmeden hepsine Nuh’un gemisi hikâyesini anlattım. Zaten bilirsiniz anlatmayı hiç sevmem :P

Aşure artık benim için bir puding kadar kolay bir tarif, zira dün canım çekti, bugün yine yaptımJ İlk yaptığımda arpa mı buğday mı bilemediğim için deneme yaptım, 6 kişilik çıkmıştı. Şimdi bi 8 kişilik daha yaptım… Böyle böyle aşure kıvamına gelicem zaten, az kaldıJ Şimdiden yapanlarınkini Allah kabul etsin, yapacaklara da kolay gelsin…

2 yorum: