5 Kasım 2013 Salı

İçimdeki arabesk

Hava güzel, su güzel, evdeyim, sabah istediğim saate kadar uyuyorum, istediğim dizileri izliyorum, deniz, havuz, kuşlar, cibili cibili cibili şak şak şak aniyyaa, yediğim önümde yemediğim arkamda ama anlamıyorum ben neden böyle depresif müzikler dinliyorum. Gerçi beni bilenler bilir dünyadaki en kıro şarkıları bilebilme kapasitesine sahip bi insanım, kabul ediyorum ama burada bunun ne gereği var? Sabah saat 07:30’da spora giderken bile dinlediğim şarkılar Bülent Ersoy&Tarkan: Allah biliyor, Haktan: Kahretsin, Funda Arar: Aşkın Bana Değdi Değeli, Ebru Gündeş: Dert Faslı… Yani annemin tabiriyle “neymiş bu bu kadar?” dedirtecek cinsten… Metabolizmamın tamamen çökmemesi için arada bir Candan Erçetin, Sıla, Ajda Pekkan falan çalıyor, onlar da olmasa vah halime…

Evdeyken hadi diyorum Power FM dinleyeyim, yeni yabancı şarkılar nelermiş görelim, kendimi Radyo Tatlıses dinlerken buluyorum, PowerTürk bile değil. İmkânım olsa Kral TV izlicem, içimdeki arabeski durduramıyorum. Ben neden böyle oldum? Sabri de yazık bana direnmeye çalışıyorJ Kendisi benden önce yabancı müzik dinleyen cool biri olarak şimdi zorla ezberlettiğim Kenan Doğulu, Murat Boz şarkılarını yüksek sesle söyleyebiliyor. Gerçi şarkıları ezberleme konusunda çok iyi değil ama öğretmeye çalışıyorum. Her şarkı başlangıcında “bu şarkıyı kim söylüyor?” yarışması yapıyoruz. Genelde intro’dan tanıyamıyor, sözler başladığında biliyor. Bazen de gaza gelip “Sezen Aksu’nun 3 yavaş + 3 hareketli şarkısını söyle” diyorum. O zaman afallıyor. Ben de kendi gaddarlığıma şaşıyorum, yarın bi gün çocuğum olduğunda onu da böyle sınava tabi tutar mıyım acaba diye düşünmeden edemiyorumJ Bir de bazen “O Ses Türkiye’ye katılsam hangi şarkıyı söylemeliyim?” diye etrafa danışıyorum, kendimi o sahnede şarkı söylerken hayal ediyorum, tüm jüriler bana dönse kimi seçerdim bilemiyorumJ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder