 |
Parti ekibi |
Ö
yle bir parti
yapalım ki, herkes kendi ülkesinden tatlar yapsın, yiyelim, tanıyalım, öğrenelim dedik, söylemesi ayıp, b.kunu
çıkardılarJ Türk’üm der demez akıllara şiş
kebap ve baklava gelir mi insanın ya… Hadi senin aklına geldi diyelim, bi sor
dimi evde yapar mısın? Hiç denedin mi? Yapabilir misin? Malzeme bulabilir
misin? Alet edevat var mı? Yok anacım, bodoslama “siz kebap yapın” dediler,
üzerimize kaldıJ Allahtan
baklava da yapın demediler yoksa direkt ben aslında İtalyanım diyip makarnayı koyardım önlerineJ Bu ne kardeşim ya, her Türk’üm diyen evinde her gün
kebap mı yiyor sanki… Tövbeee… ağzımı
açtırıyolar bak benim burada…
 |
Ustamız mangaldaki kebaplar ve patlıcanlarla |
Neyse, yine bir
plaj partisi ve biz kebap ile görevlendirildik. İtalyan makarna yapıyor tabi oh… günlerce evde deneme yaptık,
baharatlı, baharatsız, tepside, patlıcanlı… Denemeler hep “ehh” ile
sonuçlanıyor, inanmak istediğimiz
nedenimiz ise doğru düzgün
et bulamayışımız… Cumartesi
günü yapılacak olan plaj partisi için cumadan başladık etleri yoğurmaya.
1 gün dolapta dinlenecek ya sözde. Biz her şeyi istenildiği
gibi yapalım da, güzel olmazsa etin üstüne atarız suçu, dili yok ya bunun
kendini savunacakJ Cumartesi
etleri tahta şişlere dizdik (metal olsaydı kesin daha
lezzetli olurdu:)), parti sahibi olan İtalyan
arkadaşımızın evine gittik.
Abide bir mangal var, maşallah
bizim buzdolabı kadar, iki katlı, kapaklı, dereceli falan bişi… e tabi öyle mangala etler de “güzel
olalım bari” dediler ve hakikaten evde yaptıklarımıza göre gayet lezzetliydiler.
Biz bunlar etin tadını tam almasın diye soğan, patlıcan ezme, ayran falan da götürmüştük, hepsini aynı anda ağza atınca etin iyiliği kötülüğü belli olmuyor ne de olsaJ Nitekim herkes çok beğendi,
tekrar tekrar teşekkür
ettiler… Biz de alnımızın akıyla atlatmış
olduk bu görevi. Asıl olay partiden önceydi. Hava çok rüzgarlı olduğu için bütün süslemeler uçtu, çadır
devrildi, kırıldı, çadır olmadığı
için ışıklar yetersiz kaldı,
odunlar sabah yağmurunda
ıslandığı için kumsaldaki
ateş çok büyük olamadı,
gecenin ilerleyen saatlerinde millet üşüdü,
bu sebeple çişi gelen denize
giremediJ gibi gibi bir sürü şey oldu ama yine de yüzler gülüyordu…
 |
Patika |
Gecenin sonunda ise yine
plajdan eve 2-3 sefer düzenlemek suretiyle tüm eşyaları
taşıdık.
Ertesi gün kollarım ağrımış
resmen o ağır ağır
tabak çanağı taşırken.
Allahtan kadın evinden plaja kısa sürede gidebilmek için patika yol yapmış da,
biraz olsun hayır duamı aldı. Baya baya yememiş
içmemiş,
ormanda ağaçları kesmiş,
yerdeki pislikleri, kozalakları kenara almış, kendine yol yapmış. Kadın
boş
durmuyor, ya evinin bahçesinde çalışıyor ya ormanın içinden
patika açıyor, ya plaja odunlardan çadır yapıyor… Tam bir survivor ruhu ile
hayatta kalmaya çalışıyorJ Acun ile görüşüp
kendisini davet etmesini söyleyeceğim.
gelince bize de yedirirsin artık kuzum :)
YanıtlaSil